Bir yaz akşamüstü, mahalledeki çay bahçesinde toplanan dört yakın arkadaş – Burak, Selin, Oğuz ve Aysun – yine neşeli bir muhabbetin ortasındaydı. Her hafta yaptıkları geleneksel buluşmada konu, doğal olarak eğlenceye gelince, Burak birden ortaya atıldı: “Arkadaşlar!” diye bağırdı, “Bu akşam kumar masasına oturuyoruz!” Oysaki tek dertleri iskambil kâğıtlarıyla eğlenmekti, fakat Burak’ın sesi, sanki az sonra bir tiyatro sahnelenecekmiş gibi heyecanlı çıkıyordu. Selin alaycı bir ifadeyle, “Aman canım, sen iskambil kartlarını son gördüğünde elindeki pişti destesini çamaşır makinesine atıyordun” deyince, Aysun ve Oğuz kahkahalara boğuldu. Burak ise durur mu? Hemen karşılık verdi: “İşte bu yüzden gerçek aksiyona ihtiyacım var!”
Bir anda konuşma, birkaç gündür herkesin diline pelesenk olan yeni bir eğlence sitesine geldi: “holeyy canlı casino oyunları.” Oğuz, “Ne zamandır duyardım, holeyy canlı casino oyunları gerçekten çok popülermiş” dedi. Selin ise ekledi: “Sadece o da değil, holeyy slot oyunları da oldukça meşhurmuş. Üstelik animasyonları çok komikmiş, makaralar dönerken sanki pinpon topu sesi geliyor gibi bir efsane dolaşıyor.” Burak, “Dahası var,” diye parmak salladı, “holeyy poker oyunları, holeyy rulet oyunları, holeyy baccarat oyunları ve holeyy blackjack oyunları da tam bizim kafa yapımıza uyarmış. Yani anlayacağınız, orada her telden kumar masası var. Kazanır mıyız, kaybeder miyiz bilmiyorum ama eğlencenin dibine vuracağımız kesin!” Aysun ise bu duruma hafif şüpheyle yaklaştı: “Ben en son bir rulet masasının başına oturduğumda ‘Bu top sizin hayat topunuz, keyfini çıkarın’ diyen krupiye yüzünden sanki uzaylılardan sinyal alıyormuş gibi hissetmiştim.”
Dört arkadaş, akşamın ilerleyen saatlerinde, internete bağlanmak için Selin’in evine geçmeye karar verdi. Çünkü Selin’in salonunda devasa bir televizyon ve rahat koltuklar vardı. Ayrıca mutfağında geç saatlerde atıştırmak için her zaman çılgın lezzetler bulunurdu; mesela dillere destan “Acılı peynirli muffin.” Bu muffinler öyle acıydı ki, bir ısırık alan kendini volkanik bir patlamanın ortasında buluyor, ancak peynirli dokusuyla bir nebze kurtuluyordu. Burak, her şeye rağmen bu muffinleri “Şans getirdiğini düşünüyorum” diyerek bir avuç dolusu yemeyi ihmal etmedi. Sonuçta, kumar gecelerinde garip totemler ve talih maskotlarına inanan çoktu, Burak da bu inanç grubunun bir üyesiydi!
Neyse efendim, ekip yerleşti, laptop açıldı ve “holeyy canlı casino oyunları” sitesine giriş yapıldı. İlgi çekici tasarımlar, canlı krupiyeler, renkli slot makineleri derken, birden Burak’ın gözü “Gates of Olympus” isimli slot oyununa ilişti. Oğuz atıldı: “Aaa, ben bu oyunu duymuştum! Zeus, elinde şimşekle makaraları döndürürken gökten altın yağdırıyormuş gibi görünüyor. Hem efsaneye göre kimisi, ‘Zeus yine şimşek sallıyor, belki bize de bir kıvılcım düşer’ diyerek espri yaparmış.” Bu sözler ekibin merakını iyice körükledi. “Gates of Olympus da neyin nesiymiş, kimler oynamış, kimler gülmüş?” derken hep birlikte oyunun tanıtım sayfasını açtılar.
Gates of Olympus, Antik Yunan mitolojisinden ilham alan, oldukça gösterişli bir slot oyunuydu. Makaralarda Zeus, Poseidon, Hera gibi karakterler sıralanıyor, semboller parlak taşlar ve tanrısal simgelerden oluşuyordu. Oyun mekaniği ise oldukça dinamikti; semboller patladıkça yerine yenileri geliyor, böylece kazanç şansınız katlanarak artıyordu. Bir nevi “patlaya patlaya zengin olma” konsepti! Sık sık “Şimşek çaktı, bonus geldi!” anonsları yapılması da cabasıydı. Burak, gözü parlayarak, “Şimşek çaktı mı kapatın gözlerinizi, zira bu sefer Zeus’un gazabından korunmanız gerekebilir!” diye şakalaştı. Aysun ise, “Yok yahu, ben esas Hades’in gazabından korkarım. Ama oyunun adı Gates of Olympus, belki Hades kapıda nöbet tutmuyordur!” diyerek kahkahayla güldü.
Oyunun içinde ilerledikçe, ekranda beliren Zeus “Oohooo, bakalım şans kimden yana olacak?” dercesine bakışlar atıyordu. Selin, “Sanki Zeus bana ‘Şu muffin tarifini bana da gönder’ diyor gibi hissediyorum” diyerek oyuna ince bir gönderme yaptı. Oğuz ise, “Bence Zeus, gökyüzünden baloncuk atsa bile yeter, zaten bonus dağıtırken çok eli açık bir tanrıymış” şeklinde espri yaptı. Meğer internet forumlarında “Zeus, misafir geldiğinde sofrayı donatan kayınvalide gibi” diye espriler dönüyormuş. Gates of Olympus yorumlarını okudukça, insanlar Zeus’un bu yardımsever tavrına bayıldıklarını, hatta “Zeus, şu faturalarıma da el atıversen!” diye tweet atanların olduğunu gördüler. Tabii ekibin gülmekten karnı ağrıyordu artık.
Oyun sırasında Burak öylesine dalmıştı ki, bir anda büyük bir kombinasyon yakaladı ve ekranda “Big Win!” yazısı parladı. Herkes coşkuyla bağırdı: “İşte bu! Zeus Baba sağ olsun!” derken Aysun heyecanla koltuktan fırladı ve neredeyse tavana çarpıyordu. Derken, kazançların artmasıyla birlikte farklı masaları da keşfetmeye başladılar. Bir köşede holeyy rulet oyunları göz kırpıyordu, öbür tarafta holeyy poker oyunları masası son derece havalı görünüyordu. Oğuz, “Ben holeyy blackjack oyunları severim. Orada şansla stratejiyi bir araya getirmek çok keyifli oluyor!” diyerek ufak ufak diğer masaları da yokladı. Selin ise “Holeyy baccarat oyunları benim için vazgeçilmez, kendimi James Bond gibi hissetmemi sağlıyor” diye takıldı.
Bir süre sonra Aysun, “Benim için yeter, artık midemdeki acılı muffinler dağa taşa şimşek çaktıracak kadar aktif hale geldi. Biraz ara vermeye ne dersiniz?” deyip kahkahalar eşliğinde mutfağa koştu. Ekip de peşinden geldi. Herkesin dilinde Gates of Olympus’tan kazandıkları ya da kaybettikleri altınlar, Zeus’un heybetli görüntüsü ve tabii ki arkadaşların yaptığı o efsane “Zeus Bize Sponsor Olsun” şakası vardı. Selin, “Zeus bize sponsor olsa, tüm faturaları öder, üstüne bir de tatile gönderir sanırım” deyince Oğuz, “Zeus tatil değil, göklerde bulut üstünde lounge keyfi sunar, siz ne diyorsunuz!” diyerek akılları bulutlara uçurdu.
Bu neşeli sohbete devam ederlerken Selin bir öneride bulundu: “Arkadaşlar, bu kadar eğlence yetmez gibi geliyor bana. Belki ilerleyen günlerde bir turnuva düzenleriz, holeyy poker oyunları masasında kozlarımızı paylaşırız?” Burak ise elini siper edip, “Ya siz beni pokerde sahiden hafife alıyorsunuz. Ben en son pokerde büyük blöf yaparken yüz ifademi gören rakibim bana ‘Mimiklerini PKK (Poker Kaş-Kirpik) timi izliyor olmalı’ demişti. Yine de üç kişiyi masadan kaldırmıştım!” diyerek kahkahalara ortak oldu. Aysun, “Neyse ne, ben rulet topunu sevdim. Biliyorsunuz, top nereye giderse hayat da oraya gidiyor… Hadi oradan, şarkıcının dediği gibi ‘Top yuvarlandı!’” şeklinde saçma bir espri patlatınca, Oğuz kıkırdayarak “Acının etkisiyle fazlaca şebekleşiyoruz galiba,” diyerek durumu özetledi.
Gece yarısına doğru eğlence giderek arttı. Kazanılan ufak tefek ödüller, kaybedilen ama yerini kahkahalarla dolduran turlar derken, masa üstü artık boş çay bardakları ve muffin kırıntılarıyla dolmuştu. Gates of Olympus’ta yapılan şakalar, Zeus’tan gelen beklenmedik büyük çarpanlar ve “Bir şimşek de bize çak, Zeus!” nidaları asla unutulmayacak gibiydi. “holeyy slot oyunları” deneyimi de pek çok eğlenceli anla zihinlere kazındı.
Sonunda sabaha karşı, yorgun ama mutlu bir biçimde dağıldılar. Selin, kapıdan çıkarken “Bu gecenin özetini yazacak olsam, ‘Acı muffinler ve Zeus şimşekleri’ diye yazarım” deyip herkesi tekrar güldürdü. Burak, “Benim için holeyy canlı casino oyunları ve özellikle Gates of Olympus, bundan sonra ‘Her an sürprizlerle dolu, kahkaha garantili’ bir mecra olarak kalacak,” diyerek hoşça kal dedi. Oğuz ve Aysun da ekledi: “Hem belki bir sonraki sefere Zeus’un sponsorluğunda buluşuruz, kim bilir?” Ve böylece komik, neşeli ve bol şanslı bir kumar gecesi noktalanmış oldu. Ancak dediklerine göre, ertesi gün evin duvarında gök gürültüsü gibi bir ses duyulmuş: “Bir dahaki sefere, muffinleri unutmadan gelin!” Kim bilir, belki Zeus bile acı lezzetlerin tadına bakmak istiyordur!
Bir yanıt yazın